Uzay Nedir? Uzayda Neler Vardır? Gelişimi Nasıl Olmuştur?
Öncelikle konumuz içerisinde bulabileceğiniz şeylerin kısa özetini sizlere sıralamak gerekirse; Uzay nedir? Uzayın gelişimi nasıl olmuştur? Uzayla atmosfer arasındaki ilişki, gök cismi, astronomi ve bilim alanının genelinden sizlere detaylar sunacağız. Bilim ve astronomi ile ilgisi olmayan bir insanın bile mutlaka bir defa da olsa duyduğu, bu alanlara ilgi duyanların ise sürekli karşısına çıktığı uzay kavramı genel olarak merak ve ilgi duyulan bir kavramdır. Uzay kelimesi diğer adıyla feza olarak bilinmektedir. Peki uzayda neler vardır? İşte sizler için uzay ile ilgili bilgiler konumuzda.
Uzay Nedir?
Uzay ne demek sorusuna şu şekilde cevap verebiliriz; Dünya’mızın atmosferi dışında olup diğer gök cisimlerinin arasında yer alan, gök cisimleri haricinde evrenin geriye kalan bütün alanındaki sonsuz bir alana sahip olduğu düşünülen boşluğa verilen addır. Uzay’ın yaklaşık olarak ortalama sıcaklığı -271 santigrat derece olurken mutlak sıfır noktasıysa -274 santigrat dereceye sahiptir.
Yapılan açıklamalar ve bilgiler doğrultusunda uzayla atmosfer arasında net bir sınır bulunmadığı biliniyor. Tabi şöyle bir durumda vardır ki, Dünya’mızın atmosferi ise yukarıya doğru çıkıldığında inceldiği bilinir. Tahminlere göre uzayda milyarlarca galaksi bulunuyor. Bu galaksilerin içerisinde ise tahminlere göre milyonlarca gezegenler, asteroitler ve sistemler bulunuyor.
İlgili İçerik: Asteroid Nedir, Meteor İle Arasında Ne Fark Var?
Görelilik Teorisi
Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın teorilerinden bir tanesi olan ‘Görelilik Teorisi’ne göre feza elastike bir dokuya sahip olduğu teorisi de biliniyor. Bu teoride cisimlerin elastike dokuyu bükmeleri sonucunda yer çekiminin de olduğunu ileri süren bir kuram olarak bilinir. Zaman bizim algılarımızla oluşturduğumuz bir kavram olup uzayda zaman kavramı bulunmamaktadır.
Teleskop
Feza, her zaman her açıdan ilgi çekici bir alan olmuştur. Bu çekiciliği ise yaşanan olaylar, karanlığı, büyüklüğü ve karmaşıklığıyla araştırmaya değer bir durum olmuştur. Bu nedenle de biz insanlar uzayı her çağda daha çok araştırıp merak etmişizdir. Merak edişimizin yanı sıra da boş durmayıp uzayı daha yakından incelemek ve araştırmak adına çeşitli icatlar yapılmıştır. Bu icatlar arasında belki de en iyisi olarak görebileceğimiz ‘Teleskop’ aleti olmuştur. Teleskop sayesinde biraz da olsa merakını gideren insanoğluna bu kadarı yetmeyince daha yakından incelemek adına uçmayı keşfederek feza hakkında daha fazla bilgi toplamayı başarmıştır.
Uçmanın keşfedilmesinin ardından yapma uydular, füzeler, Dünya’nın uydusu Ay’a insansız ya da insanlı araçların gönderilmesi, çok güçlü radyo teleskopları, yapay uyduların geliştirilmesiyle uzayın derinliklerinin araştırılması üzerine 20. yüzyılın 2. yarısından itibaren insanoğlunun feza alanında yaptığı araştırmaların daha fazla bilgiye ulaşmasını sağlamıştır.
İlgili içerik: Teleskop Çeşitleri: Uzay ve Astronomi’de Kullanımı!
Sputnik
Uzayın gelişimi hakkında çalışmalara özellikle 1947 ile 1956 yılları arasında ABD büyük bir hız verdiği biliniyor. Bu çalışmalar içinde uzay uçuşu denemeleri yapılmıştır ve bu uçuşların hiçbirinde uzay aracı (mekiği) yörüngeye oturtulamadı. Yapılan çalışmalar arasında ise SSCB, 1957 tarihinde üç kademeye sahip olan Vostok roketleri sayesinde ‘Sputnik’ adına sahip ilk yapma uyduyu Dünya’mızın çevresinde yörüngeye oturtmayı başararak uzay hakkında yapılan çalışmalarda bir adım öne geçmeyi başardı.
Uydular sayesinde çeşitli bilgiler elde edildi ve bu bilgiler üzerine özellikle insanları, canlıların uzayda yaşayabilmesi adına hangi koşulların yerine getirilmesi gerektiğini de resmen tespit etmiş oldular. Bu sayede ise feza tıbbı doğuşunu gerçekleştirdi ve daha çok gelişti.
Uzaya gönderilen ilk insan ise SSCB’nin 12 Nisan 1961 tarihinde göndermiş olduğu ‘Yuri Gagarin‘ olmuştur.
Binlerce uydu yörüngeye yerleştirildi ya da uzayın boşluğuna doğru fırlatıldı. Bunun nedeni ise insanları uzay boşluğuna yerleştirmeyi sağlamak ve Dünya üzerinde gerçekleşen haberleşmeyi kolay hale getirmektir. Bunun üzerine ABD’li astronotlar sayesinde 1969 senesinin Temmuz ayında Ay’ın keşfedilmesi feza alanında yapılan en önemli adımlardan bir tanesi olmuştur.
İlgili İçerik: Astronot Nedir, Ne İş Yapar? Aldıkları Eğitimler Nelerdir?
Uzay çalışmaları her geçen sene daha da artmış daha önemli teorem ve gelişmeler yaşanmıştır. Bu teoremler içinde bir tanesi de 2009 senesinde ortaya atılmıştır. Bu teoreme göre feza tahmin edilenden daha küçük olabilir konusu oldu. Galaksi sayısının ise tahmin edilen sayıdan çok daha az oldu öne sürülmüştür. Görülen galaksilerin ve yıldızların bir çoğu aynı galaksi ya da yıldızların farklı zamanlarda görüntüleri olduğu öne sürülmüştür. Işığın uzayda doğrusal bir şekilde ilerlemediği ve evrensel çekim gücünün belirlediği yolu takip etmektedir.
Uzay İstasyonu
Uzay İstasyonu hakkında vikipedide yazan bilgi şu şekildedir; Uzay istasyonu, uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platformdur. Şu ana kadar yapılan uzay istasyonları alçak Dünya yörüngesine gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzay araçlarından başlıca farkı, hareket etmek için büyük roketlerinin olmamasıdır.
İnsanların bu uzay merakı sayesinde ortaya ise ‘Astronomi‘ diğer bir dille bilsputnikimi adında bir bilimin doğmasına neden olmuştur.
İLGİLİ İÇERİKLER